Skip to content

Latest commit

 

History

History
169 lines (131 loc) · 4.64 KB

poems.md

File metadata and controls

169 lines (131 loc) · 4.64 KB

poems

Index of Contents:

english

ambulance

my body is in this ambulance
crossing the pacific ocean once again
just to recover from a brutal february
spent mostly committing crimes

another cliff I jumped off yesterday
was deciding to not get high this morning
in the only way of staying awake
I ended up in this ambulance

your shoes

birds are known for being a warm blanket
and growing words upon the mountains
where I asked the wind is tired today
thinking if your shoes were untied there

glaciers are known for having cracks in their lips
and growing uprisings in mesapotamia valleys
where I asked the sun to stay with me
thinking if your shoes would untie somewhere

turkish

Berlin

Kapı kolunu anahtar yerine taşıdığımız olmadı mı bizim?
Tanımadığımız insanlarla sokaklarda koşu yarışına giriştiğimiz,
Ağaç diplerine gömülen anahtarları kaybettiğimiz günler
Sonbahardan mahrum kaldığımız olmadı mı?

Bu sokaklarla, hatta polisle ve esnafla
Yolculuk eden üç dosya kağıdı olabiliriz
Kanaatkar, gerektiğinde talihini onarabileceğine inanan
Gene de sağı solu belli olmayan üç kum tanesi, ne de olsa
Berlin, büyük bir muamma.

kayda değer konular

ses kaydı

demokratik seçim denilen ilkel kirliliğe artık bir son versek de, kayda değer konulara yer açılsa.

mesela doğurganlık, yaratıcılık, komisyonculuk,
arabesk rap, reggae, şiir ve ganja
tren garları ve adliye sarayları
adliye sarayının önünde takılan sivil polis
torbacılarla arabesk rap dinleyerek volta atan apaçi

zaman, israf ve yokluk
definecilerle kazı yapan arkeolog
bi otomobilin bagajında iran'dan özbekistan'a giden afgan
bi kola şişesinde jakarta'dan istanbul'a gelen papağan
oto lastikçileri ve teknocular
yemenden kayıkla somaliye kaçarak canını kurtaran ithalatçı
sırf daha serin bir yaz geçirmek adına
          orta afrikadan dersim dağlarına gelen turna

açgözlülük ve alçak gönüllülük
karlı bir gün gölhisarda mola veren dolmuş
camdan karlı dağları izleyen yolcular
haplanıp işe giden kafası bozuk berber çırağı

mardin'de küçük tüpte menemen pişirilen leblebi fırını
işportacılık ve nakliyatçılık
uzayın boşluklarında kaybolan sigorta primleri
bacağına saplanmış kelebek bıçağına aldırmadan
         acil serviste senet imzalayan taksici

ansızın evin kapısında beliren mahkeme kağıtları
kaos, ikrar ve sermaye
buğulu camlarına sigara dumanı dokunan doğu kıraathaneleri
zabıta baskınında hızla depar atan urfalı ihtiyar seccade satıcısı
gündoğumunda ateşin ve rüzgarın sesiyle uyananlar
hiçkimsenin güvenmediği astronotlar
akvaryum kokusu
ve aniden yapılan saçma sapan yolculuklarla
tütmesi gereken ocağı arayanlar.

doğubeyazıt

alaaddin lambalı bali poşetleri
sahte maaş bordroları ve tabancayla kundakladığımız
ateş üflenen peri bacaları

afedersiniz hanımefendi siz de bıçak taşıyorsanız
bana bir alaaddin lambası kadar yakınsınız
yani bir gece yarısı jandarma çevirmesinden kaçarken
erbakan'ın sabaha
ambulansın bisan ihlasa
milli görüşün beldesana dönüşümü arifesinde
silahsız tatlı su yoloculuğu yapabiliriz elele
uçuştuğumuz doğubeyazıt otogarında.

otogardan hesap sorulmaz

dönerse molotof kokteyli
dönmezse koltuk numarası bellidir
otogarda arabesk rap yaptığım bir gece
bıçaklanmazsam iyidir

arılar uçar üzerinde

Ses Kaydı

arılar uçar üzerinde
yüzünde serçelerin gaga izleri
hiçbir bıçak kesemez seni
yazgın yetişir yolüstü geçitlere
toroslardan ciloya
likyadaki keçi yollarından
munzur vadisine

sen, kuş yuvalarında paylaşılırsın
bahsin yalnız toprağın altında açılır
köklerin horasanda bi tekke sofrası olur,
nehirler köklerine yol alır

ve her bahar arifesi
ağaçlarına karıncalar secde eder
karanfil taneleri düşer kapılarına
çağrın, hepimizin pusulasıdır
hakikat de.

hakikat, beyoğlunda bir sokak köpeğidir
bali çekmeden uyuyamayan; dosttur…

hakikat, anneannemin elini yıkadığı sabun,
fırnaz’da kesilmeyen zeytin ağacıdır…

hakikat, isyancı bi ortadoğu nehridir;
gözüpek, fakat ağaçlara kıyamayan
karaburun rüzgarıdır.